Özdemir, yaptığı açıklamada, “Basın ve ifade özgürlüğü sınırsız bir alanı kapsayamaz ve kapsayamaz” diyerek, Anayasa’nın basın özgürlüğüne dair belirlediği sınırları hatırlattı. Özdemir, özellikle Halk TV Genel Yayın Yönetmeni’nin, kamuoyuna mal olmuş bir hukuki durumu, bilirkişilik görevini yürüten bir kişinin rızası dışında yayınlamasını ve hedef göstermesini açıkça Anayasa ihlali olarak nitelendirdi.
Halk TV’nin yıllardır MHP ve Cumhur İttifakı karşıtı yayınlarla tanındığını belirten Özdemir, “Her fırsatta itibar suikastına bürünen, dezenformasyon yapan, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı çalışan yayınlarıyla akıllarda yer etmiş bir kurum” ifadelerini kullandı. Özdemir, bu tür yayıncılık faaliyetlerinin RTÜK tarafından defalarca tespit edildiğine dikkat çekerek, bu duruma karşı hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceklerini vurguladı.
Özdemir, Halk TV’nin sahibi Cafer Mahiroğlu ve onun bağlantılarıyla ilgili iddiaları da gündeme getirerek, Mahiroğlu’nun uyuşturucu ticareti ve terör örgütleriyle olan ilişkilerine dair kamuoyuna yansıyan soruların hala yanıtlanmadığını belirtti. Özdemir, “Yalan, iftira, dezenformasyon ve Türkiye aleyhine yürütülen beşinci kol faaliyetlerinin merkez üssü gibi çalışan Halk TV’nin hukuka ve yayın politikasına dair çelişkili tutumları kimseyi yanıltmamalıdır” şeklinde konuştu.
Son olarak, Özdemir, “Halk TV’nin ipliğinin pazara çıkması ve maskelerin düşürülmesi için titizlikle çalışmalarımıza devam edeceğiz” diyerek, konunun takipçisi olacaklarını belirtti. MHP’li yetkili, Halk TV’nin hukuki sorumlulukları konusunda daha fazla adım atılması gerektiğini savundu ve bunun toplumun huzurunu koruma adına önemli olduğunu ifade etti.