Güner, yangın saatlerinde telefonla görüştüğü kuzenlerinin son anlarında yaşadığı çaresizliği ve yaşanan ihmalleri detaylı şekilde paylaştı. “Saat 03.37’de dayımın telefonuyla uyandım. Yola çıkmam 5 dakika sürdü” diyen Güner, olayın hemen ardından kuzenine ulaşmaya çalıştığını söyledi. Kuzeni Sena ile uzun uzun konuşan Güner, “Çıkmaya çalışın” dediğinde, Sena’nın o sırada odasında yoğun duman olduğunu ve camın açılmadığını belirttiğini aktardı. Sena, telefonda kendisini görüntülü arayarak, yangının cepheyi sardığını gösterdi.
Yangının çok erken bir saatte başladığını belirten Güner, “Yangın çok erken saatlerde çıkmış. Saat 04.06’da son kez konuştuk, fakat 04.20’de oraya vardım. Otele girdiğimde yangın yoktu ama duman vardı” dedi. Güner, bölgeye varmasının ardından kuzenine bir daha ulaşamadığını ve telefonlarının açılmadığını ifade etti.
İhmaller ve Acı Hatırlatmalar
Güner, otel çalışanlarının uyandırmaya çalıştığına dair bilgiler aldığını, ancak yine de daha fazla önlem alınması gerektiğini savundu. “İhmaller, eksiklikler ve hatalar vardı. O insanlar uyandırılabilirdi” diyen Güner, alarm sistemlerinin ya da başka bir uyarı mekanizmasının daha etkin bir şekilde kullanılabileceğini vurguladı.
Yangın anının çok daha erken bir saatte başladığı iddialarına da değinen AKP’li başkan, “Bir fotoğraf geldi, bina henüz yanmıyordu, sadece restoranda yangın vardı. Uyandırılabilirdi, daha fazla çaba sarf edilebilirdi” şeklinde konuştu.
Yitirdiğimiz Canlar Geri Mi Gelecek?
Yangının ardından yaşadığı kaybı tarif etmenin imkansız olduğunu belirten Güner, “Yargı kararını verdikten sonra ihmali olanlar ortaya çıkarsa, müebbet hapis cezası verilse ne olur? Zindanlarda çürüseler ne olur? Yitirdiğimiz canlar geri mi gelecek?” diyerek, adaletin sağlanmasının acılarını dindirmeyeceğini dile getirdi.